Yetişkinlerin sahip olduğu beslenme alışkanlıklarının birçoğu okul öncesi çocukluk döneminde kazanılır. Bu dönemde bir çocuğun besinlere karşı pozitif davranışlar geliştirmesi ilerideki yaşamını etkileyeceğinden önemli bir zaman dilimidir. Okul öncesi çağda çocuklar evde aile bireylerini, okulda öğretmenlerini taklit ederler. 3-6 yaş arasındaki çocuklar gelişme ve değişme döneminde oldukları için beslenme alışkanlıkları doğrudan veya dolaylı olarak ailesinin yeme alışkanlıklarından etkilenir. Doğru seçilmiş besinler, destekleyici bir çevre içinde verilirse çocuğun büyümesine fayda sağlar.
Okul öncesi dönemde sağlıklı beslenme alışkanlığının kazanılması, yaşam boyu sağlığı korumak ve yetişkin dönemde yaşanabilecek kronik hastalıklarla karşılaşma riskinin azaltılmasına yardımcı olmak gibi konular açısından temeli oluşturur.
Bu dönemdeki çocuklar yemeklerini yardımsız kendi kendilerine yiyebilirler ve 4 yaşına geldiklerinde bıçak kullanmaya başlayabilirler. Besin grupları içinde en az sebzeleri sevdiklerinden bu çocuklarda sebze yemekleri karışık, bulamaç şeklinde verilmemelidir. Çocuğun beğenerek ve severek yiyeceği şeklinde verilmelidir. Keskin tatlar ve kokulara karşı çok hassaslardır. Bu nedenle çiğ yenebilen domates, havuç gibi sebzeleri beslenmelerine ekledikten sonra yavaş yavaş lahana, pırasa, karnabahar, kerevizi de vermeye başlamalıyız. Eti, bu yaşlarda büyük parçalar halinde çiğneyemedikleri için genellikle kıyma şeklinde sebze yemeklerine ekleyerek ya da köfteyle tüketmeleri sağlanabilir. Bu çağdaki çocuklarda protein gereksinimi yeni dokuların sentezi için gerekli olduğundan beslenmelerinde etle birlikte yumurta ve sütte mutlaka bulunmalıdır. Süt protein içeriğinin yanı sıra bolca kalsiyum bulundurur. Kalsiyum kemik, diş mineralizasyonu için gerekli bir mineraldir bu nedenle 3-6 yaş arası çocuklarda süt tüketimi önemlidir. Ispanak gibi yeşil yapraklı sebzeler de kalsiyum açısından zengindirler. Çocuklarda kalsiyum yetersizliği büyümede geriliğe ve raşitizme yol açmaktadır. Okul öncesi dönemde önemli bir minerallerden bir diğeri de çinkodur. Çinko çocukların bağışıklık sistemi için çok değerlidir. Etler çinko için en iyi kaynaktır.
Okul öncesi dönemdeki çocukların mide kapasiteleri küçük olduğundan günde beş veya altı öğün yemeye gereksinim duyar. Öğünleri küçük porsiyonlarda yani hacim yönünden az, besin ögesi içeriği bakımından yüksek besinlerden oluşmalıdır. Metabolizmalarının düzenli çalışması için günde 3 ana öğün verilmelidir. Çocukların sabah, öğle ve akşam ana öğünlerinde yedikleri izlenmeli ve öğünlerde tükettikleri besin miktarlarına bakılarak kuşluk, ikindi ve gece ara öğünlerinde meyve, süt, ayran veya peynir, ekmek gibi besinler tüketmesi sağlanmalıdır.
Okul öncesi çağda kötü beslenmek birçok soruna yol açmaktadır. Bu sorunların en önemlilerinden biri çocukluk çağı şişmanlığıdır. Okul öncesi çocukların beslenmeleri tamamen başkalarına bağlı olduğu için bu yaş grubunda görülen aşırı yemek yeme bozukluğu daha çok ailenin veya bakıcıların hatasıdır. Tatlılar, bisküvi, çikolata, patates cipsleri, kızartmalar gibi besinlerin çocuklar tarafından aşırı tüketilmesi bu sağlık sorununa yol açmaktadır. Çocukta yanlış bir algıya yol açmamak için bu besinlerin çocuğa ödül olarak sunulmaması gerekir. Şişmanlık problemine sahip çocukların ilk hedefi beslenmelerinin düzenlenmesi ve fiziksel aktivitelerini arttırmak olmalıdır.
Okul öncesi dönemde görülen sorunlardan bir diğeri kabızlıktır. Kabızlık bu dönemdeki çocuklarda yetersiz posa, sıvı ve fiziksel aktiviteye bağlı gelişir. Kabızlığın beslenme tedavisinde günlük alınan sıvı miktarı arttırılmalı, posadan zengin besinlere yer verilmelidir. Bu besinlere örnek olarak sebzeler, meyveler, kurubaklagiller verilebilir.
Demir eksikliği anemisi bu dönemdeki çocuklarda yaygındır. Demir eksikliği anemisinin beslenme tedavisinde diyete demir içeriğinden zengin yumurta, kıyma, pekmez gibi besinler eklenmelidir. Demir bakımından zengin besinlerin, C vitamininden yüksek besinlerle tüketimi demir emilimini arttırdığı için önemlidir. Örneğin üzerine birkaç damla limon sıktığınız yumurtayı tüketmek, yumurtanın içeriğinde bulunan demirin vücuttaki emilimini arttırır. Demir eksikliği anemisine sahip çocukların yemekle birlikte veya yemekten hemen sonra çay tüketmesi demir emilimini azaltacağından önerilmez.
Okul öncesi dönemdeki bazı çocuklarda şekerleme, bal, çikolata, şekerli içecek tüketimi fazla olabilir. Bu çocuklarda diş çürüklerine sık rastlanır. Diş çürüklerinin olumsuz etkilerini azaltmak için okul öncesi çağdaki çocuklar dişlerini her gün düzenli şekilde fırçalamalıdır. Ayrıca aileleri çocuklarının şekerli besinler ve içeceklerin tüketimini sınırlandırmalıdır.
Okul öncesi dönemdeki çocukların beslenmesine genel öneriler verecek olursak;
- Çocuğun beslenmesine yönelik yapılması istenen davranışları aile çocuğuyla beraber kendisi de yaparak çocuğa örnek olmalıdır.
- Çocuklar tok olduklarını hissettikleri zaman yemeğe son verilmeli ve çocuklar zorlanmamalıdır.
- Okul öncesi dönemdeki bir çocuğun büyüme ve gelişmesini, yemek yemesini başka bir çocukla kıyaslamak doğru bir davranış değildir. Çünkü her çocuğun gelişimi ve mide kapasitesi birbirinden farklıdır.
- Çocuklara hiçbir besin yasaklanmamalı ama yağlı ve şekerli besinleri tüketimi sınırlandırılmalıdır.
- Okul öncesi dönemdeki çocuklar oyun oynamayı severler. Fakat yemekte oyun oynanmamalıdır. Yemek öncesinde ve sonrasında oyun oynamaları için zaman ayırıldığında, çocuğun yemeğini daha iştahla tükettiği gözlenmiştir.
- Çocukların kolayca dikkati dağılacağından yemek yerken çevrede televizyon, tablet, bilgisayar, telefon bulundurulmamalıdır.